Jan 25, 2014

Tırpan | Fakir Baykurt

Kitabın Adı: Tırpan
Yazar: Fakir Baykurt (Türkiye)
Sayfa Sayısı: 375
Yayınevi: Remzi Kitabevi (1970)
Türü: Kurgu
Değerlendirmem: %95 - Harikulade
Ben bu kitabı okurken...: ... Atatürk Havalimanı'nda uçağımı bekliyordum ve uçağımın kalkmasına iki saatten fazla zaman vardı. "Sayın Pınar Çelebi, bu sizin için yapılan son çağrıdır" anonsuyla sıçradım. Önce isim benzerliği sandım ama anons edilen bendim. Yani, ben bu kitabı okurken havalimanında olmama rağmen neredeyse uçağımı kaçırıyordum.

NEDEN BU KİTAP?
Yazar Ayları etkinliğimizin Ocak ayı yazarı Fakir Baykurt'tu da ondan. (Şubatta da Gabriel Garcia Marquez okuyacağız. Tekrar hatırlatayım).

KONUSU (ARKA KAPAKTAN):
Ankara'ya bağlı bir köydür Gökçimen. Bir tepenin eteğinde uzanır. Kızlarıyla nam salmıştır. Bu köyde, çayır çimenin yeşili kızların gözüne yansımıştır. Bu yüzden "göküş" olurlar. Biraz büyüyüp serpildi mi, birkaç altın akçaya yaşlı ve zengin adamlara verirler sorgusuz sualsiz.

Velikul'la Havana'nın kızları Dürü de bu köyün göküş kızlarından biridir. İlkokul beşi bitirdiği o yaz, komşu köyün, Evci'nin ağası Kabak Musdu bir görüşte vurulur Dürü'ye. Musdu'nun yaşı geçkin, parası ise ganidir. Gökçimen'den birkaç yandaş edinip kendine, çeler Dürü'nün babasının aklını, söz alır. Söz ağızdan çıkmıştır bir kere. Dürü, Kabak Musdu'nun ikinci eşi olacaktır. Anası karşı çıkar; Dürü kıyametleri koparır. Daha önce onunla aynı kaderi paylaşan kızlar gibi kendini asmayı düşünür. Köyün akıllı delisi Uluguş Nine karşı çıkar Dürü'nün bu fikrine. Sevdadan yanadır Uluguş; daha da önemlisi Gökçimen'in kızlarının kaderi değişsin ister. Ama nasıl?

DEĞERLENDİRMEM:
Fakir Baykurt kitaplarını sevdiğimi bilen, canım dostum, bir tanecik darlingim Elvanım hediye etti bu kitabı bana. Zaten seveceğimi de biliyordum ama okuma zamanlamam da ülkemin gündemiyle örtüşünce apayrı bir keyif aldım kitaptan. Tırpan çocuk gelinlerle ilgili bir kitap. Hem de "Bakıyorum, bazı arkadaşlar, kendini asan kızların öyküsünü yazıyorlar. Kızı istemediği birine vermişler. Kurtulamayınca asmış o da kendini. Eski öyküler de böyle. Ve hep böyle gidiyor. Bu, devrimci bir tavır olamaz. Bir ulusun da bu kızlar gibi davrandığını düşünelim, ne olur sonuç? Böyle olsak biz Ulusal Kurtuluş Savaşı'na giremezdik. Vietnam halkı, saldırgan Amerika'ya direnemezdi..." görüşünde olan bir yazar tarafından yazılmış bir roman. Eleştirdiği bakış açısının öyle bir ters köşe hikayesini anlatıyor ki Fakir Baykurt bu romanında edebi üstünlüğünü bir kez daha, bir kez daha gösteriyor okuyucuya.

O kadar sürükleyici bir roman ki Tırpan insan elinden bırakamıyor. Fakir Baykurt'u hiç okumamış ama merak edenler için tavsiye edebileceğim kitaplardan biri. Kurgunun güzelliğinden, karakterlerin özgünlüğünden ve doğallığından bahsetmeyeceğim. Sizi kitabın özünü ve yazarın ülkedeki olaylara bakış açısını aktaran iki güzel alıntıyla baş başa bırakacağım:

"Eviriyorum çeviriyorum, aktarıp dönderdiyorum, bir yörünecek yol bulamıyorum. Keçiden inat bir avradın elinde, insanlığımı iki paralık edip duruyorum. Ulan senin Dürü dediğin bulanık bir kız daha. Onun önü sıra, git kızım, bubayın sözünden çıkma, senin için de, bizim için de çok eyi olur kızım deyeceksin. Sanki ben kendi öz belimden enme kızımı ataşa atıyorum! Emsali değilmiş! Ulan kız kısmının evlenmesinde emsal mi aranır? Herifin malı, variyeti eyiyse tamam! Baştan birez canı istemese de, sonra sonra isdeklenir gider. Düşünsene, sen bana geldiğinde bek mi istekliydin? Sen de anayın, bubayın önünde ağlayıp buzlanmadın mı? Kendini asacak olmadın mı?" (Sayfa 98)

"Irametlik Atatürk!" dedi Şakif Hafız. "Yazıyı değşitti, ezeni değşitti, ölçüyü dartıyı, takvimi değişitti. Kadınlara bissürü selbeslik verdi." (Sayfa 115)

No comments :

Post a Comment